Cumartesi, Aralık 02, 2006

Mutluluk

Mutluluk bir gece yüzünde hissettiğin esintidir.
Tüylerini diken diken eden ürpertidir huzurlu olduğunda mutluluk.
Ya da yorgunken içtiğin bir fincan kahvedir.
Bir sorunun çözümünü bulduğundaki titreme hissidir ya da kendiliğinden uyanmaktır bir sabah...
Gece yarısı üşüyen kolunu yorganın içine almaktır, ya da aşkını haykırmaktır sevdiğin kıza...
Dostlarınla kafa çekmektir ya da hiç olmadık bir anda annene sarılmaktır mutluluk.
Denizin dibinden kum çıkarmaktır, ya da sadece bebeksi bir gülümseyiştir tanımadığın bir yüzde.
Coşkulu bir günaydındır söylenen ya da gondoldan inip kusmaktır lunaparkta.
Mutluluk hayatın ta kendisidir aslında, bazen, kaybetsen de gülebilmektir,
Uykusuz da kalsan bir iş uğruna bazen, o işi bitirebilmektir.
Hayat güzeldir aslında, hayat güzeldir...

Kalabalıktaki Yalnızlığımız

Karanlıkta kaybolmuş şu kalabalığın arasındaki bu kamburu çıkmış soluk yüzlü, uyurgezer ben miyim?
Ben miyim bu kameranın kadrajına sığamayıp zamansızlıkta kaybolmuş, siyah beyaz arkafonda yürümekten bıkmış korkak?
Ben miyim durup yukarı bakarak hayatını sorgulayan aciz kul...
Ya da bitek ben miyim hayret eden bu düzene?
Bizlere dayatılan bütün bu şartlandırmalardan sıyrılıp dayanılmaz bir stres eşliğinde, anlamsız bir ifadeyle çevresini seyreden ben miyim?
Durmadan hayatına acımasızca küfredenleri dinleyen, ışığın yerini görüp de kimseye söylemeyemeyen, kaçınılmaz toplumsal yazgılardan nefret etse de mutluluk ve erdemin sırrını yapmak zorunda olduğu şeyi sevmekte arayan bu oluşum ben miyim gerçekten?
Kayalıklarda dalgalarla konuşan ya da martıların yakarışlarını duyan bi ben miyim?
Ben miyim ulan bu insan geçinen canlı varlık..
Canlı mıyım ben ya, yoksa ölü müyüm...
Kim bu insanlar, sen kimsin, canlı nedir, nerdeyiz biz, sen nerdesin?
Yaşamak böyle mi yapılıyo?
Doğru mu gidiyoruz?
Gidiş yoluna puan verilio mu? :P
Amaç ne amaç, onu soruyom...